Supreme Commander 2

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Yapım [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | Dağıtım [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | Tür Strateji | Platformlar PC Xbox 360

Sıkı bir strateji oyunu görmeyeli epey zaman olmuş da farkında değiliz. Command & Conquer 4'ü beklerken Steam üzerinden demosu yayınlanan Supreme Commander 2, gerçek zamanlı strateji (RTS) severlere ilaç gibi geldi. RTS oynamaya oynamaya örümcek ağı bağlamaya yüz tutmuş beynimizin stratejiyle ilgili departmanını yeniden faaliyete geçirdik ve rakip komutanın ACU ünitesine şah çektik. Tarihteki ilk strateji oyunları tahta veya taştan yapılan piyonlar, kaleler, atlar, filler, vezirler ve şahlar ile oynanmıştır herhalde. Günümüz strateji oyunlarında yönettiğimiz ünitelerse aşmış vaziyette. Lafı dolandırmadan direkt Supreme Commander 2'nin demo incelemesine geçelim zira anlatacak çok şey var. Demo, Steam üzerinden ücretsiz olarak indirilebiliyor ve yaklaşık 1.6 GB yer kaplıyor. Skirmish, Multiplayer ve Extras seçeneği kapalı olan demoda Tutorial ve iki adet Campaign bölüm oynamak mümkün ki bu da sizi yaklaşık iki - üç saat oyalar. İlk Supreme Commander oyununu oynamamış oyuncuların Tutorial'ı oynaması şiddetle tavsiye edilir; çünkü Supreme Commander 2 derin bir strateji oyunu. İlk oyuna aşinalığınız varsa bile basit görünümlü kompleks kontrollere alışmak için Tutorial'ı oynamakta yarar var. Supreme Commander 2'de ilk oyunda olduğu gibi komuta etmeniz gereken çok fazla şey var. Üniteleri ve binaları üretmek için yine iki kaynağa ihtiyacınız var: Birisi enerji, diğeri "Mass" adı verilen kaynak. Hava, kara, deniz ünitelerini ve binalarını üretmek esasında zamana da bağlı. Bu nedenle gelişmek ve ordu üretmek Mass'ten, zamandan ve enerjiden oluşan üç ayaklı sacayağından oluşuyor. Supreme Commander 2'nin en önemli ünitesi "ACU" adı verilen avatar. Satrançta şah neyse, bu oyunda da ACU ünitesi o görevi görüyor. Orduları yöneten baş komutan, ACU ünitesinin içine giriyor ve denizde gidebilen, gerekli upgrade'leri yaptıktan sonra havayı vurabilen, kendi kendini tamir edebilen, bina üretebilen ve düşman binalarını ele geçirebilen tek kişilik bir ordu oluyor. Şahın mat olması gibi, ACU ünitesi ölünce mağlup oluyorsunuz ya da düşman ACU ünitesini öldürdüğünüzde zafer kazanıyorsunuz. Elbette ki bu durum, bölümlere ve verilen görevlere göre değişiklik gösterebilir.Supreme Commander 2'nin genel oyun mekaniği ilk oyuna benzer yapıda. İlk oyunda devasa orduları uydu görüntüsüyle daha rahat yönetmek için geliştirilen "stratejik mod" ikinci oyunda da aynen mevcut. Geri zoom ile haritadan uzaklaşarak dört bir kolda savaşan üniteleri komuta etmekte kolaylık sağlayan bu modda, her birim özel bir geometrik şekil ile resmedilmiş. Hava üniteleri üçgen, deniz üniteleri yarım daire, kara üniteleri ise kare ile simgelenmiş. Tabii ki esas oğlan ACU, özel bir android simgesine sahip. Oyundaki kilit ünitelerden birisi de Engineer'lar, yani mühendisler. Hava, kara, deniz üretim binalarının her birinde üretilebilen bu ünite, tıpkı ACU gibi binalar dikebiliyor; üstelik yakınında bulunduğu üniteyi de iyileştiriyor. Amfibik özellik göstererek denizde de gidebilen Engineer'lar, Mass üretimini hızlandırmak için gereken "Ma" merkezlerine "Mass Production Facility" dikebiliyor. Oyun esnasında her saniye Mass ve enerjiniz artıyor lakin düşmana üstünlük sağlayacak üretim kapasitesine ulaşmanız için ACU ve Engineer ile gerekli ve yeterli sayıda enerji jeneratörü üretmeniz ve stratejik MA merkezlerini ele geçirmeniz gerekiyor.


Sayfa 2 / 2
Oyunun gelişme aşamasında "Research Station" binaları kurarak ünitelerinizi upgrade etmek için gereken puanları sağlayabiliyorsunuz. Bu puanları da oyun esnasında gerekli gördüğünüz birimleri, ihtiyaç duyduğunuz şekilde upgrade etmek için kullanıyorsunuz. Land biriminde toplam 24, Air biriminde 23, Naval biriminde 16, binalarda 25 ve ACU için de 25 upgrade seçeneği mevcut. Upgrade'ler sağlığı arttırma, daha hızlı tamir olma, alınan hasarı azaltma, menzil arttırma, torpido ekleme ve anti hava gibi çok çeşitli varyasyonlardan oluşmakta. Bölüm sonlarındaysa performansınıza göre Time, Combat, Research ve Objectives olmak üzere dört kategoride beş yıldız üzerinden yıldız sayısıyla ödüllendiriliyorsunuz. Üç farklı zorluk seviyesi bulunan oyunun orta seviyesi bile basit kalmış ama demodaki ilk iki bölüme bakarak Supreme Commander 2'nin tek kişili modu için kolay demek mümkün değil zira ilk oyundaki devasa haritalarda yüzlerce ünitenin aynı anda kontrolünü gerektiren ve kök söktüren bölümler vardı. Demo versiyonu olmasına rağmen yapay zekayı son derece iyi buldum. Kenardaki üniteler düşman saldırılarında boş boş beklemiyor ve gerekeni yerine getiriyor. Aynı şekilde siz belirli bir yere emir verseniz bile, üniteleriniz kim ateş ediyorsa ona yöneliyor ve kendini koruma noktasında zaaf göstermiyor. Bu arada demodaki bölümlerde ünite kapasitesi 300 ile sınırlanmıştı. Böylece kaynakların bol olduğu bir haritada binlerce ünite üreterek oyunu kastırmanın önüne geçilmiş. Command & Conquer 3: Kane's Wrath oyununda özellikle Black Hand ırkı için karınca ordusu gibi binlerce asker üreten oyuncular, online oyunda bir türlü çözülemeyen "Out of Sync" hatasının ana kaynağı olabilir. Bu tip bir duruma mahal vermemek için oyunda ünite kapasitesi baştan sınırlanmış. Bu gerçek zamanlı bir strateji oyunu için mantıklı ama gerçek hayatla bağdaşmayan bir durum. Akrep'le savaşma! Akrep asla yenilmez!

Tek kişilik oyun modunda ilk bölümün sonlarına doğru akrep görünümlü dev mekanik ünitelerle karşılaşıyoruz. "Megalith" adı verilen bu akrepler son derece güçlü bir kara ünitesi. Görüntüsü ve ihtişamı ile düşmanının bile saygısını kazanan bu akrepler yenilmek nedir bilmiyor. Dikkat çeken bir başka kara ünitesi ise Fatboy II aracı. Dört ayaklı bir kara ünitesi olan Fatboy II, ilk oyunda da haşır neşir olduğumuz Fatboy'un geliştirilmiş versiyonu. Deniz ünitelerindense Poseidon ağır ağabeylerden biri olarak aklımda kaldı. Ordu yönetimi olarak her yiğidin bir yoğurt yeyişi vardır. Ben de daima hava ünitelerine iki ve katları şeklinde rakamlar atarım. Ctrl + 0 ile ACU'yu özel atarım, Ctrl + 1 mühendislerdir. 3, 5, 7 deniz ve kara üniteleriyken 2, 4, 6 hava üniteleridir. Buna göre saldırı gelecek boşluklar itinayla yamanır ve hücum edecek gruplar stratejik yerlerde bekler. Gerçi demodaki haritalar öyle çok büyük haritalar değil. Üç yıl evvel çıkan ilk oyunda çok daha büyük haritalar gördük. Demodaki ilk bölüm deniz ağırlıklı bir harita, ikinci bölümse hava ünitelerinin önem kazandığı bir bölüm. Supreme Commander 2'de esasında üç farklı ırk bulunuyor ama demo versiyonunda sadece bir ırkla oynayabiliyoruz. Hikaye olarak da Dominic Maddox adında bir komutan, ACU'nun içine giriyor ve albayın komutlarıyla düşmana saldırıyor. İkinci bölümde albay, Maddox'un karısı ve çocuğuna zarar verecek bir karar alınca Maddox, albayın emirlerine uymuyor. Kendisine destek veren çavuş Daxil ile birlikte albaya baş kaldıran Maddox, sarışın güzel karısı Dr. Zoe'yu korumak için kendi birimlerine karşı savaşıyor. İlk iki bölüm için tekdüze görünen hikaye örgüsü tam sürümde daha ilginç bir hal alır mı bilinmez ama RTS oyunundan da bir Heavy Rain senaryosu beklenemez zaten.Teknik detaylara indiğimizde Supreme Commander 2 görsel yönden tüm ayarlar en yüksek seviyedeyken bile tam olarak doyurucu değil. Parlama efektleri yetersiz ve birtakım kaplamalar göz tırmalıyor. Bulutlar çok gerçekçi tasarlanmış ama -mesela- ünitelerin kenara açılma animasyonları çok zayıf. Bir ünite gelirken sanki diğerini karton kutuymuş gibi kenara ittiriyor ya da ACU ve Fatboy II gibi büyük kara üniteleri birbirine takılabiliyor ama sanırım bu tip ufak hatalar oyunun tam versiyonunda giderilecektir; oynadığımız versiyon demo sonuçta. Yine de oyundaki birimler ağır ve stilsiz hareket ediyor, ara yüz bazen dikkat dağıtıyor. Müzikler ve ses efektleri genel anlamda başarılı. Bir yandan oyuncuyu gaza getiren askeri bando ritimleri yükselişe geçerken, diğer yandan epik savaş melodileri ortaya serpiştirilmiş. Şahsi kanaatim şu ki Supreme Commander 2'nin müzikleri Command & Conquer serisiyle yarışamaz ama bu kötü olduğu anlamına da gelmez elbette.